Hutbe: Miraç

Muhterem Kardeşlerim!

Miraç, kısaca, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Kâbe’den Mescid-i Aksa’ya ilahî bir yolla götürülmesinden sonra Mescid-i Aksa’dan göklere çıkarılması olayıdır. Miracın nasıl gerçekleştiğinden ziyade, “Burada Peygamber Efendimiz’e, dolayısı ile ümmeti olarak bizlere ne verilmiştir?” sorusunun cevabı daha önemlidir. Bu sorunun cevabını, sahabenin gençleri arasında yer alan, ancak ilmi ve fıkhı ile meşhur olan, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah ibn Ömer nakletmektedir: “Allah resulü geceleyin götürüldüğünde (miraçta) ona şu üç şey verildi: 1- Beş vakit namaz, 2- Bakara suresinin son kısmı (Âmenerrasûlü), 3- Bu ümmetten Allah’a şirk koşmayan kimselerin günahlarının bağışlanacağı müjdesi.”[1]

Muhterem Müslümanlar, Genç Kardeşlerim!

Dikkatle dinleyin! Günümüz materyalist mantığıyla ve nefisleri cenahından bakanlar, “Bu nasıl bir hediye? Böyle hediye mi olur?” diyebilirler. Ama Efendimiz’in hediyesi öyle bir hediyedir ki, kurtuluşun ve ebedî saadetin yoludur. Bunlardan birincisi namazdır. İlk hediye olan bu namaza biraz yakından bakalım: Namaz, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “gözümün nuru” [2] dediği bir ibadettir. Göz nuru demek, insanın sığınıp, sükûnet bulduğu, huzura kavuştuğu şey demektir. Öyle ise, huzurumuzun kaynağı ve sükûnetimizin sığınağı namaz olmalıdır. Namaz, Rabbimiz’e kulluğumuzu izhar ettiğimiz en önemli ibadet olarak sâlih amellerin başında gelir. Yine Efendimiz, sadece sabah namazı öncesinde kılınan iki rekât sünneti tarif ederken, “Sabah namazının iki rekât sünneti dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır.”[3] buyurmaktadır. Sadece sabah namazının sünneti bir dünya dolusu hediyeden daha kıymetliyken, farz namazlarını, cuma ve bayram namazlarını düşünecek olursak, sadece namaz müjdesinin bile ne kadar büyük bir hediye olduğunu anlayabiliriz.

Miraç hediyelerinden bir diğeri Bakara suresinin son ayetleridir. Bu ayetlerde Müslüman’ın gayba inanışının bir sistemi verilmekte, ilk insandan beri vahyin sürekliliği ve aynîliğine, yani değişmezliğine vurgu yapılmaktadır. Buna göre, Âdem (a.s.)’ın da, İbrâhim ve Îsâ (a.s.)’ın da getirdiği vahiy, Hz. Muhammed’in getirdiği vahiy ile aynıdır. Bunların hepsine iman ediyor ve bu imanımızın gereği olarak itaat edip boğun eğiyoruz.

İşte bu şekilde Rabbimiz’in miraçta bizlere armağanlar verdiğini, hediyelere boğduğunu görüyoruz. Buna rağmen hata edersek, O’ndan bizi bağışlamasını diliyoruz. Günaha yatkın ve ihmalkâr olan insanoğlu için bu ne kadar da büyük bir hediyedir!

Rabbimiz bize neye, nasıl iman etmemiz gerektiğini, çıkmaz sokaklara girdiğimizde nasıl tevbe edip ona sığınacağımızı öğretmektedir. Hutbemizi Âmenerrasûlü ismiyle bilinen ayetlerin meali ile bitirelim:

“Peygamber, Rabbi’nden kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: ‘Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.’ Şöyle de dediler: ‘İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.’ Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): ‘Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.’”

[1] Muslim, İman,173; Bab 6

[2] Nesaî, Işratu’n Nisâ, 2; H. No: 3940

[3] Nesaî, Kıyamu’l-Leyl, 162; H. No: 1759


Duyurular:

  1. 1. Bu sene Berlinde 13.sünü organize edeceğimiz Alemlere rahmet ve mirac özel programına tüm müslümanları davet ediyoruz. İnsanlığa kurtarıcı ve rahmet abidesi olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (sav)i anmak ve anlamak, onun bıraktığı emanetlere sahip çıkmak ve prensiplerini baş tacı yapmak için Cennet vatanımız Türkiyemizden, Ankara Kocatepe camii baş imamlarından İsmail Coşar, İstanbul Fatih camii imamlarından Hafız-Kurra Bünyamin Topçuoğlu, Namazla diriliş platformu üyesi, ilahiyatçı ve yazar Ahmet Bulut ve Konya Tasavvuf musiki topluluğunun teşrif edeceği bu müstesna programımız Berlinin en güzide salonlarından biri olan Tempodrom salonunda 23 Nisan 2017 pazar günü saat 14:00 de başlayacak. İşte son iki günlük fırsatı değerlendirelim. Program biletleri cemiyetimizde mevcuttur. Alalım, eş dost ve tanıdıklarımıza da hediye edelim. Kadın erkek hep birlikte efendimize olan sevgimizi ve miraca olan hasretimizin izharını Tempodromda gösterelim. Gelin tanışalım Tempodromda buluşalım!…
  2. 2. Mazlum ve mağdurlara her zaman uzanan dost eli oldunuz, sizler verdiniz bizler de emin gözlemciler nezdinde emanetleri yerine ulaştırdık. Allah kabul eylesin!… Hasene yardım kuruluşumuzun “Gönlünü ve sofranı aç” sloganıyla 25 mart-25nisan tarihleri arasında başlatmış olduğu kumanya kampanyamız devam etmektedir. Mübarek Ramazanda sahur ve iftar sofralarında 6 kişilik bir ailenin bir aylık iaşesi karşısında yapacağınız 50€ luk bağışlarla mazlumların dualarını alma gibi bir şans ve imkan ayağımıza geldi. Kumanya kampanyamızla ilgili zarfları alalım tanıdıklarımızı bu kutlu davetten haberdar edelim.50 farklı ülkede dağıtılacak kumanya kampanyamız için sayılı son günlerdeyiz. Ne versen elinle o gider seninle….
  3. 3. Beraat kandilini kutsal topraklarda yaşamak isteyenler için 06 mayıs -16 mayıs tarihleri arasında Beraat özel umresi organize etmiş bulunmaktayız. İlgi duyan ve o mukaddes topraklarda Beraatı yaşamak isteyenler Karl-Marx Str 15 de bulunan Hilal Reisene müracaat etmeleri gerekmektedir.

Hutbeyi indirmek için tıklayınız.