NSU 3 kişiden ibaretmiş gibi davranmayı bırakalım!

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş NSU karar duruşması münasebetiyle bir açıklama yaptı. “NSU cinayetlerini eksiksiz aydınlatma sözü yerine getirilmemiştir. Tam aksine, NSU’nun üç kişiden ibaret olduğu tezini kabul ettirmek için tüm çaba gösterilmiştir. Söz konusu ‘üç kişiye indirgeme’ tezi ortadan kaldırılmadıkça tatmin edici bir aydınlatmadan söz etmek mümkün olamaz.” diyen Altaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“NSU sürecinde karar açıklanmış ancak adalet hissi oldukça büyük yara almıştır. Hâkimin açıkladığı karar mahkeme sürecinin bittiğini duyurmaktan ibarettir; ancak NSU yapılanmasının aydınlatılması süreci bu kararla birlikte tamamlanmış değildir ve bu süreç artık hızlanmalıdır. Bize şu ana kadar ‘aydınlatma’ olarak sunulan aslında hayal kırıklığından başka bir şey değildir. NSU dava süreci de bu hayal kırıklığının bir parçasıdır.

NSU örgüt ağının nerelere kadar ulaşmış veya ulaşmakta olduğu bugün hâlâ açıklığa kavuşturulmuş değildir. Bu belirsizlik devam ettiği sürece bir aydınlatmadan söz etmek mümkün olmayacaktır. Bu sebeple, artık ısrarla savunulan ‘NSU üç kişiden ibarettir’ tezi bir kenara bırakılmalı, bizi hakikate ulaştıracak yolların önü açılmalıdır. Bu tez artık inandırıcılığını yitirmiştir ve savunulacak bir yanı kalmamıştır. Aynı zamanda bu tez, tehlikeyi azımsaması ve bu yapıya destek verenleri suçsuzlaştırması bakımından tehlike arz etmektedir.

NSU’nun bütün ayrıntılarıyla aydınlatılmasını talep ediyoruz. Anayasayı Koruma Daireleri, Polis Teşkilatı, Federal ve Eyalet Kriminal Daireleri ve diğer bütün soruşturma mercilerinde bu yapıya göz yummuş ve destek olmuş kim varsa bunlar açıklığa kavuşturulmalıdır. Kurumsal ırkçılık NSU yapılanmasının gölgesinde hiç olmadığı kadar görünür hâle gelmiştir. İlgili dairelerin ve idari mercilerin NSU bağlamında yaptıkları ve yapmadıkları sonucu ortaya çıkan ‘başarısızlık’ o denli büyüktü ki, bunların kasıtlı olup olmadığı şüphesi akıllardan hiçbir zaman çıkmadı. Buna rağmen, kurumsal ırkçılık bugüne kadar tamamen göz ardı edildi ve dosyalara 120 yıl boyunca erişim yasağı konuldu.

Irkçılığa tamamen teslim olmuşluk duygusu son derece rahatsızlık vericidir. Sağ terörist bir saldırının kurbanı olma ihtimali, NSU yapılanmasının ortaya çıkmasından sonra azalmış değildir. Anlaşılan soruşturma makamları bugün de benzer olaylar söz konusu olduğunda suçluları yine bakmaları gereken yerde değil de ‘göçmen kökenlilerin çevrelerinde’ arayacaklardır.

NSU örgütünün bütün detaylarıyla aydınlatılabileceğine dair umutlarımız tamamen tükenmiş değildir ancak çok büyük yara almıştır. Bu olgunluk sınavını geçme ve kaybolan güveni tekrar kazanma imkânı hâlâ Almanya’nın elindedir. Yapılması gereken; devletin itibarının değil, bu yapının gerçekten aydınlatılmasının en önemli öncelik olarak hedeflendiği samimi ve doğru soruşturmaların gerçekleştirilmesidir.”