Hutbe: İstişare: İşlerimizi Danışarak Yapmak

Muhterem Müslümanlar!
Müslüman işlerini istişare ile yapar. O hâlde öncelikle istişarenin ne olduğunu öğrenmeliyiz. İstişare, bir kişi veya heyetin fikrine müracaat etme; görüşünü alma ve danışma demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünnetinde istişareye önem verilmesi istenmektedir.

Hutbemizin başında okumuş olduğumuz âyet-i kerîmede Müslümanların özelliklerinden bahisle Rabbimiz (c.c.) müminleri işlerini istişare ile yapanlar diye vasıflandırmış ve şöyle buyurmuştur: “Onlar Rableri’nin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında bir istişare iledir. Onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.”[1]Bir diğer âyet-i kerîmede ise istişare edilmesinin önemi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e verilen müşavere emri içinde anlatılmıştır: “Sen (o zaman), sırf Allah’ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah’tan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.”[2]

Değerli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise istişarenin önemi ve neticesi hakkında: “İstihare eden aldanmaz, istişare eden pişman olmaz, iktisat eden (tutumlu harcayan) yoksul olmaz.”[3] buyurmuştur. İstişare konusuna Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in verdiği önemi göstermesi açısından sahabe-i kiramın şu tespitleri de önemlidir. Ebû Hureyre (r.a.) diyor ki: “Arkadaşları ile istişarede Hz. Peygamber kadar ileri giden bir başkasını görmedim.”[4]
Ayrıca Peygamber Efendimiz (s.a.v.) istişarenin kiminle yapılmasının uygun olacağı konusunda da uyarılarda bulunmuş ve bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Müsteşar, (kendisiyle istişare edilen kişi) güvenilir bir kimse olmalıdır.”[5] Dolayısıyla istişare edilecek kişiler, ilmî ve dinî konularda bilgili, sözüne sadık ve takva sahibi kimselerden olmalıdır.

Aziz Kardeşlerim!
Kur’an ve sünnet uygulamasında görüldüğü üzere, istişare etme ahlak ve âdeti her Müslüman’da olması gereken hasletlerdendir. Akıllı insan istişare eden, başkalarının düşüncelerine saygılı olan ve onlardan yararlanan insandır. Bir insan sadece kendi fikirleriyle yetinir; hatta onları zorla diğer insanlara kabul ettirmeye çalışırsa, birçok fırsatı kaçırmış olacağı gibi, çevrelerinden de nefret görürler. Bir işe başlamadan evvel, o işin neticesi güzelce düşünülmez, bilgi ve tecrübe sahibi olanlarla görüşülmezse, hayal kırıklığı ve pişmanlıklardan kurtulmak mümkün olmayabilir. Önü sonu düşünülmeden içine girilmiş birçok iş vardır ki, iki adım ileri götürülemediği gibi, o işe teşebbüs edenlerin toplum içinde itibar kaybetmelerine de sebep olur.

Bundan dolayıdır ki, Müslümanlar olarak “Bilsen de bilene danış!” sözünden hareketle alacağımız kararlarda istişaresine güvendiğimiz kardeşlerimizle görüşerek meşverette bulunalım. Çünkü Allah resulünün bildirmesine göre: “İstişare eden pişman olmamıştır.”

[1] Şûra suresi, 42:38
[2] Âl-i İmrân suresi, 3:159
[3] Taberânî, el-Mu’cemu’l Evsat, 14/394, H. No: 6816; Keşfu’l-Hafâ, 2/242
[4] Tirmizî, Sünen, Cihad 34
[5] İbn Mâce, Sünen, Kitabu’l Edeb, H. No: 3745


Duyurular:
1. Toplu Sabah Namazı bu hafta Pazar (19.02.2017 tarihinde) Fatih Cami’nde kılınacaktır. Güneşin doğuşundan yarım saat önce namaza başlanacaktır.
2. Millî Görüş Berlin Teşkilatı’nın düzenlemiş olduğu Balkanlar’daki Osmanlı izlerine tarihi ve manevi yolculuk mahiyetindeki Bosna gezisi dördüncü ayda yapılacaktır. 10.04.2017 ve 15.04.2017 tarihleri arasındaki bu ziyaret 300€‘dur. Ayrıntılı bilgi için Karl-Marx-Straße’deki Hilal Reisen’e baş vurabilirsiniz.
3. 2017 yılının Hac kayıtları devam etmektedir. Hac kayıtlarında lütfen acele edelim; geç kalan adayların yedeğe düşme ihtimalleri vardır.
4. IGMG Berlin ÖNDEN GİDENLERİ ANMA PROGRAMI
“Merhum Erbakan hocamızın aziz hatırasına” Yolumuzu aydınlatan, bize öncülük eden, zor zamanlarda hak dine sahip çıkarak adeta ümmete yeniden yön veren insanlar vardır. Bu öncüler mücadelede büyük zorluklara göğüs geren din ve dava büyüklerimizdir. Onlar, inanç, dirayet ve samimiyetleri vesilesiyle tarihi etkilemişlerdir. Ümmete öncülük eden, bu davaya emeği geçen Müslümanların devamlı surette anılmaları gerekmektedir. Zira onları unutmak, bazen canları pahasına, davaları için çektikleri zorlukları unutmak anlamına geliyor. Allah, dinleri için gayret eden, emek veren ve çığır açan insanları Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle övüyor: “(İslam dinine girme hususunda) öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.”� (Tevbe suresi, 9:100) Bizlerin de onların bu hayırlı haberlerine nail olabilmesi için, zikrettiğimiz ayete göre hayat felsefelerini belirlemiş olan bu insanları örnek almamız ve hayatımıza taşıyabilmek için tanımamız gerekmektedir. (19.02.2017 Pazar Saat 13:00’de | Ensar Cami Spandauer Damm 40-42)


Hutbeyi indirmek için tıklayınız.