İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş, Hristiyan Sosyal Birliği’nin (CSU) yaklaşan parti kongresi münasebetiyle bir açıklama yaptı. Medyaya yansıyan haberlere göre CSU, aralarında imamların denetimden geçmesi ve İslam yasası yapılması gibi maddelerin bulunduğu bir dizi popülist talepte bulunmaya hazırlanıyor. “CSU, AfD ile İslam karşıtlığı yarışına tutuşacağına somut gerçeklere odaklanarak siyaset yapmalıdır.” diyen Altaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“AfD’nin gerisinde kalma endişesiyle CSU’nun eteklerinin tutuştuğu açıkça görülmektedir. Bu siyaset Müslümanlara karşı ön yargıların artmasına sebebiyet vermekte, dolayısıyla da toplumu ayrıştırmaktadır. Bu sorumsuzca ve günü kurtarma derdiyle takınılmış bir tavırdır. Toplumu sağ cenaha yaklaştırmakta ve aşırı sağcıların değirmenine su taşımaktadır.
Şüpheli tavırlar içerisinde olan kişiler zaten hâlihazırda mevcut olan yasalar gereği denetlenmektedir ve bu herkes için geçerlidir. Anayasamız insanlara kökenleri, inançları ve dilleri sebebiyle haksızlık yapılamayacağını garanti altına alır. CSU’nun peşin hükümleri ise bunun açık bir ihlalidir. CSU gerçekle bağdaşmayan ithamları ile Müslümanları olağan şüpheli gibi göstermektedir. İmamlar Almanya’da yıllardan beri çok değerli hizmetler vermişlerdir. Siyasilerden beklenen bu hizmetleri karalamaları değil, takdir etmeleridir.
CSU, AfD ile İslam karşıtlığı yarışına tutuşacağına somut gerçeklere odaklanarak siyaset yapmalıdır. CSU’nun hükûmette olduğu Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanlığı’nın verileri resmi açıkça ortaya koymaktadır: Aşırı sağ hâlihazırda en büyük tehlike olarak kendini göstermektedir. Yalnızca 2015 yılında Bavyera eyaletinde 2 bin 300’e yakın aşırı sağ motivasyonlu suç işlendiği kayıtlara geçmiştir. Bu son beş yılın en yüksek oranıdır ve bir önceki yıla göre %19 artış demektir. Bilhassa yabancı düşmanlığı motivasyonlu saldırılarda çok büyük bir artış söz konusudur. Güncel bir araştırmaya göre Bavyera halkının yarısı Müslümanları kabul etmemektedir; CSU da buna katkı sağlamaktadır.
İslam yasası talebi de CSU’nun hangi yolu takip etme niyetinde olduğunu göstermektedir. Devlet ile dinî cemaat arasındaki ilişkinin, devlet anlaşmalarındaki gibi uzlaşma temeline dayanmasından ziyade, yasama organı tarafından tek taraflı olarak dikte edilmesini öngörmektedirler.
Bu arada CDU da AfD’nin kötü bir kopyası olan kardeş partisi CSU ile birlikteyken anayasamızın özgürlükçü ve çoğulcu niteliğinin hakkını nasıl vereceğini kendine bir sormalıdır.”