İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş “Mitte” Araştırması münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Müslüman karşıtı görüşlerde yükseliş olduğu görülüyor. Siyaset ve sivil toplumun bunun önüne geçmek adına bir şeyler yapması gerekmektedir.” diyen Altaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mitte isimli araştırmaya göre Müslüman düşmanlığı geçtiğimiz yıla oranla artış göstererek %17,5’ten %18,3’e yükseldi. Almanya’nın doğusunda bu oran %23,9. Siyasetin bu artışı alarm sinyali olarak görmesi ve Müslüman düşmanlığını ciddiye alması gerekmektedir. En azından burka, tokalaşma gibi tartışmalar vesilesiyle Müslüman düşmanlığının körüklenmesine hizmet etmemelidir. Bu tarz tartışmalar yalnızca ön yargıları besler ve bunların hiçbir kıymeti yoktur. Aynı zamanda, Yeşiller Partisi’nin geçtiğimiz günlerde Münster’de gerçekleştirdiği delegeler kongresinde gördüğümüz gibi anayasaya aykırı parti kararları da Müslümanlara olan güvenin zedelenmesine katkıda bulunmaktadır.
Siyasi partiler aynı zamanda kendi seçmen kitlelerini de eleştirel bir bakışla değerlendirmek durumundadır. Hükûmetteki CDU/CSU partilerinin seçmenlerinin %13’ü Müslüman düşmanlığını tasvip ederken, garip bir şekilde SPD seçmeninde bu rakam %17. Güncel bir araştırmaya göre, büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye kökenli seçmenlerin ağırlıklı bir kesimi (%70) SPD’yi destekliyor. Müslüman düşmanlığı geniş kapsamlı bir olgu ve bütün partilerin seçmenlerinde Müslüman düşmanlarına rastlamak mümkün. Bu oranın AfD seçmenlerinde diğerlerine göre daha yüksek olması (%64) tabii ki şaşırtmıyor. Bütün demokratik güçler durumu ciddiyetle ele almalıdır.
Araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer husus da gelir düzeyi ve eğitim seviyesi düşük olan insanların diğerlerine göre daha yüksek oranda Müslüman düşmanı fikirlere sahip olması. Ayrıca Müslüman düşmanlığı yaşlı ve erkeklerde genç ve kadınlara oranla daha yüksek. Tek tesellimiz ise Müslüman düşmanlığında son 14 yıllık süre göz önünde bulundurulduğunda küçük bir gerilemenin olması. Yine de oldukça yüksek bir oran söz konusu. Bu fikriyatın tezahürlerini cami cemiyetlerimizde gözlemliyoruz. Tehditlerin, vandalizmin, fiziksel saldırıların vuku bulmadığı bir gün bile yok. Eğer Müslümanlardan Almanya’da kendilerini evlerinde hissetmeleri isteniyorsa buna artık dur denilmelidir.”