Muhterem Müslümanlar!
Nifak, dille inandığını ifade edip dost görünürken, hakikatte kalpten kâfir ve düşman olmak; ikiyüzlülük yapmak ve ara bozuculukta bulunmak gibi anlamlara gelir. Nifak sıfatına sahip insanlara münafık denir. Dinimiz nifakı ve nifak sahibi olan insanı son derece çirkin bulur ve kınar; Müslüman’ın böyle bir sıfattan ari ve temiz olmasını ister. Kur’ân-ı Kerîm’imiz Bakara suresinin hemen başında 5 ayette Müslümanlardan; 2 ayette kâfirlerden bahsederken, 13 ayette ise münafıkların sıfatlarından bahsetmiş ve Müslümanların bu sıfatlardan uzak olmalarını istemiştir. Kur’an’ın birçok sure ve ayetinde de hem nifak hem de münafıkların kötü sıfat ve akıbetleri hakkında bilgiler verilmiştir. Zikredeceğim ayetler bunlardan sadece iki tanesidir: “İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları hâlde, ‘Allah’a ve ahiret gününe inandık.’ derler.[1]“Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara bir yardım edici de bulamazsın.”[2]
Münafıklar İslam toplumu içinde yaşayan ve menfaatleri icabı kendilerini Müslüman göstererek Allah’a, Resulü’ne ve müminlere düşmanlıklarını gizlemiş olmaları sebebiyle böyle ağır bir cezayı hak etmişlerdir.
Değerli Kardeşlerim!
“Nifak denilen kötü sıfat, kalpte olursa sahibini küfre düşürür; amelde olursa büyük günah sayılır.”[3] Buna göre nifak, itikadi ve amelî olmak üzere iki kısma ayrılır. İtikadi nifak sahipleri, Kur’ân-ı Kerîm’de ifade buyurulduğu gibi, dünyada iken Müslüman muamelesi görmelerine rağmen, ahirette inançsızlıkları ortaya çıktığında kâfirlerden daha kötü muameleye tabi tutulacaklardır. Çünkü münafıklar, İslam toplumu içinde fitne ve fesat çıkarırlar. Onların bu hâli Kur’an’da şöylece ifade edilmiştir:
“Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiğinde; ‘Biz ıslah edicileriz.’ derler.”[4]“Müslümanların inandıkları gibi inanın, diye örnek verilince; ‘Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?’ diye itiraz ederler. İnananlarla yan yana gelince de; ‘Sizinle beraberiz.’ derler. Fakat reisleri ve şeytanlarıyla baş başa kalınca; ‘Biz onları aldattık.’ diye alay ederler.”[5]
Münafıkların cehennemin en alt tabakasında yer almalarına bir başka sebep de –haşa– Allah’a karşı oyun etmeye kalkışmaları ve yaptıkları amelleri riya ile yapmalarıdır. Onların bu hâllerini Kur’an şöyle anlatır: “Münafıklar Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki Allah onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Onlar namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı pek az anarlar.”[6]
Değerli Kardeşlerim!
Nifakın bir de amelî boyutu vardır ki, bu hususlarda da dikkatli olmak gerekir. Bazı tutum ve davranışlar vardır ki, itikadi nifaka kısmi olarak benzerlik arz eder; fakat inançlarda açık bir nifak söz konusu olmaz. Özellikle bazı hadislerde geçen münafık türü, amelî yönden olan nifak çeşitleridir. Şu hadîs-i şerif onlardan bir tanesidir: “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, vadettiğinde vaadinden döner, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete hıyanet eder.”[7] Hadîs-i şerifte anlatılan bu çirkin şeyler imandaki nifaka benzeyen hususlardır ki, bunlardan da mutlaka sakınmak gerekir demektir. Zira hadiste anlatılan ve nifak olarak anlatılan hususlar, itikadi nifaka düşülmemesi için alınan tedbirler ve tembihlerdir. Aksi takdirde amelî nifak çoğalırsa, Müslüman itikadi nifaka düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Cenâb-ı Hak hepimizi nifakın her çeşidinden muhafaza buyursun.
[1] Bakara suresi, 2:8
[2] Nisâ suresi, 4:145
[3] Kurtubî, Tefsîr, VIII, 212
[4] Bakara suresi, 2:11
[5] Bakara suresi, 2:13-14
[6] Nisâ suresi, 4:142
[7] Tirmizî, Sünen, Îman, 14